Bildiğiniz gibi güneş panelleri p- ve n-tipi yarı iletken hücreler kullanılarak güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. 2022 yılı Temmuz ayı içerisinde bir dostum ile Antalya'dan Trabzon'a seyahatimizi planlarken (kendisinin Orta Doğu Teknik Üniversitesinde bir mülakatı olduğundan) Ankara'da bir gün geçirmeyi uygun bulduk. Plan son derece basitti; ODTÜ'de bir süre zaman geçirip kendisinin işleri bittikten sonra Kızılay'a geçmek. Ancak işler hiç de planladığımız şekilde gerçekleşmedi. 

Sabah kahvaltısını Fizik Bölümü kantininde yaptıktan sonra Çatı'da bir süre sohbet etmeye karar verdik. Mülakat saati yaklaşınca arkadaşım benden ayrıldı ve dolayısıyla telefonla haberleşmeye karar verdik. Çatı'da geçirdiğim bir saatin sonunda, haliyle canım sıkılmaya da başlamıştı, zaman geçirmek okuyacak bir şeyler için ODTÜ Alışveriş Merkezi'ne geçtim ve bugün sizlere öneri kaynamış olan Tim James'in Elementsel kitabını alarak Çatı'ya geri döndüm ki bu sırada telefon bataryam can çekişmeye başlamıştı. İşte tam arkadaşımla haberleşme adına bir şarj istasyonu ararken Kimya Bölümünün önündeki güneş enerjisi telefon şarj bankına denk geldim. Telefonumu üniteye bağladıktan sonra türünü bilmediğim bir ağaç gölgesi altında kitabı okumaya başladım. 

Kitabımız elementlerin bulunuşları hakkında bir konu ile başlıyor. Popüler bilim kitaplarının en sevdiğim kısmı olan insanların hayat hikayelerine bir değinme kısmında Kimya Tarihindeki En Talihsiz Adam olan Carl Scheele'nin başarısızlıklarına kısaca bir göz atıyoruz. Kendisi 

  1. 1771'de oksijeni keşfetti ama çalışmalarının basım süreci aksayınca (üç yıl kadar) Priestley yarışı ilk tamamlayan oldu.
  2. 1772'de barit olarak adlandırdığı bir toz içerisindeki baryumu saflaştırmaya çalışsa da bu başarıyı Humphry Davy'e kaptırdı
  3. 1774'de klor gazını keşfetse de bunun bir element olduğunu kavrayamadı ve zafer yeniden Davy'nin oldu.
  4. Yedinden 1774'de piroluziti keşfetti ve içerisindeki magnezyum elementini saflaştıramadı. Kazanan bu sefer Johan Gahn oldu.
  5. 1778'de molibdeni keşfetse de saflaştırma işlemini başarıyla tamamlayan Peter Hjem oldu.

Bu kadar çabadan sonra bir minerale kendisinin adı verildi, Scheelite, fakat daha sonra mineralin adı resmen kalsiyum tungstat olarak değiştirilince tarih tekerrür etmiş oldu. 

Renk körü olduğu için Birleşik Krallık Kralı IV. William'ın karşısına kırmızı bir elbise ile çıktığının farkında olmayan (ki kralın karşısına kırmızı elbise ile çıkmak zorunluluktu) John Dalton dava arkadaşları olan Kuveykırları baya incitmişti. Çünkü bu cemaatin kırmız kıyafetler giymesi yasaktı. Atom hakkında kısıtlı bilginin olduğu yıllardan anektodlarla (ki Mendelev bile fiziksel olarak atomların var olmadıklarını sadece halihazırdaki kimya sistemini açıklamak için yararlı kavramlar olduklarını düşünmektedir) başlayan bölüm daha sonra IBM firması tarafından taramalı tünelleme mikroskobu (STM) ile çekilen stop-motion filmi Bir Çocuk ve Atomu hakkında bilgi ediniyoruz.  

Ders kitaplarından bildiğimiz Thomson, Rutherfor ve Bohr atom modellerini inceledikten sonra varlığımızın aracı olan atomların nereden geldikleri (yıldızlar) ve bu konudaki bazı bilim adamlarının özlü sözlerine temas ediyoruz. 

Yıldız tozundan oluşuyoruz- Carl Sagan

Moleküllerin kararlılıkları konusunda ise 2011 yılında sentezlenen en kararsız bileşiklerden ve patlayıcılardan olan azitroazit bileşiği bizlere moleküllerin neden kimyasal tepkimelere girdiğini özetleyen bir kısım. Moleküller kısaca kararlı hale gelmeye çalışmaktadırlar. Örneğin kararsız patlayıcı molekülleri daha kararlı olan türevlere dönüşmek için hızla tepkimeye girecektirler ve çevrelerine şarapnel parçaları gibi moleküller (genellikle gazlar) fırlatarak parçalara ayrılacaklardır. İki atom birbirlerine yaklaştıklarında atomların elektronları yaklaşmakta olan çekirdekler tarafından çekilirken çekirdekler birbirlerini iter. Aynı zamanda elektronlar da negatif yüklü olduklarından birbirlerini itmektedirler. İşte bu itme ve çekme kuvvetlerinden hangisi baskın ise olay bağlanma ya da bağlanmama ile sonuçlanır. Bu itme çekme kuvvetleri atom çekirdekleri oluşturan protonlar için de geçerlisir. Protonlar pozitif yüklü olduklarından birbirlerini itme eğilimindedirler. Bunun yanı sıra protonlar arasında tampon görevi gören nötronların ise herhangi bir çekme etkisinden bahsedilememektedir. Dolayısıyla atomlar önünde sonunda parçalara ayrılacaktır. Örneğin Rb elementi için bu süre 49 milyon yıl civarındadır. 

Kitabın  105. sayfasına gelindiğinde insanlığın başına bela olmuş Umut Elması'nın 1908 yılında sultan Abdülhamit tarafından 200.000 $ karşılında satın alınmasından 1911 yılında ise 154.000 $'a satışından bir anektota rastlıyoruz. Peki Sultan enden bu derece büyük bir zararı göze almış olmalı? Umut Elması (ismini sahiplerinden biri olan Hope (umut)'dan almaktadır) tam anlamıyla bir lanetin sembolüdür. Sahiplerinden köpekler tarafından parçalanarak öldürenler bile bulunmaktadır. Sultan Abdülhamit ise elması aldıktan kısa bir süre sonra tahttan indirilmiş ve elması nakde çevirmek için daha düşük fiyata elinden çıkarmıştır. 

Yapay elementlerin sentezi konusunda ise olmazsa olmaz, Kayıp Kaşık yayınında da kendisiyle karşılaştığımız Seaborg efsanesi burada da karşımıza çıkıyor. Efsane demişken selobant kullanarak kullanarak kalem ucundan Nobel ödülü alan ikilimizi de bir hatırlıyoruz-kendileri iki boyutlu grafen bileşiğini elde etmişlerdi. İşte bu kısımda Metal nedri? sorusuna bir başlık açan yazarımız 

Tamam, grafen halindeki karbon da elektriği iletiyor, ancak metallerin elektriksel iletkenlikleri bulundukları hale göre değişmeyen bir özellik

açıklamasıyla metallerin diğer element sınıflarından ayrımını sağlayan en önemli özelliğin elektriksel iletkenlik olduğunu bize bildiriyor. 

Tavuklarda kas kütlesinin artmasında etkili olan arseniğin geçmişte neden başvurulan bir zehir olduğunu okuduktan sonra elementlerin biyofonksiyonları nasıl bloke ettikleri hakkında kısa ama öz bilgiler elde diyoruz. Hatta eskiden mezarlıklarda gözlenen beyaz alevlerle ilgili materyalist bir yaklaşımla alevlerin sebeplerinin metafiziksel değil ölülerin bağırsaklarından salınan metan ve fosfin karışımından kaynaklandığıyla ilgili bir açıklamaya da ulaşmak mümkün. Örnekler ve hikayeler bu şekilde uzayıp giderken sizlere keyifle bir çırpıda okuyacağınız bu kitabı önererek yayınımızı burada sonlandıralım.

No comments